Solucan DeliğiBilimsel gelişmeler, insanların ihtiyaçları, tesadüfler veya merak sonucu ortaya çıkmıştır. İnsanlar var olduğundan beri gökyüzüne baktıklarında bilinmeyenlerle karşılaşmışlar ve bu durumu açıklamak için Ay, Güneş ve yıldızları tanrılaştırmışlardır. Günümüz teknolojik gelişmeleri, en azından bazı uzay objelerine maddi anlam vererek insanlığı aydınlatmıştır. Solucan deliği ise uzay boşluğunda halen gizemini korumaktadır. Solucan Deliği Nedir?Kozmik varoluşçuluğun araştırma konusu olan solucan deliği, evrenimizden daha önce oluştuğuna inanılan eski evrenin büyük bir patlama etkisi ile birbiri arasında çekim merkezi oluşturduğu eski evrenden yeni evrene, yeni evrenden eski evrene uzay objelerinin geçebileceği mantığıdır. Hatta bazı araştırmacılar daha da ileri giderek bizim evrenimizden önce ve daha da önceleri evrenlerin olabileceğini öne sürmektedirler. Evrenimizde patlamaya hazır Güneş'ten milyonlarca kat daha büyük Güneşler var olduğu gerçeği, şimdilik çekirdek evrende yaşadığımızı göstermektedir. Solucan Deliklerinde YolculukParalel evrenler arasında solucan deliklerinde yolculuk etmek cansız cisimler için teorik olarak mümkün görünmektedir. Fakat diğer evrene geçiş ile boyut değişmekte, yıldızlar gaz veya toz olarak geçmektedir. Bu durum, insan geçişi için mümkün değildir. Olsa olsa insanın cansız ve gaz hali diğer evrene geçebilir. Evren ve Büyük PatlamaAraştırmacılar, bu durumu net bir şekilde ifade etmeye çalışmışlardır. Araştırmalara göre evren duvarları birbirine bitişik olup, geçmişte yaşanan büyük bir patlama ile önce bir genişleme, daha sonra ışık dahil hiçbir şeyin kurtulamadığı bir çekim gücü ile patlama merkezine doğru hareket oluştuğu gerçeği vardır. Böylece bizim evrenden dış evrene, dış evrenden iç evrene uzay objeleri geçişinin olduğu yönünde kozmik bilgiler bulunmaktadır. Solucan Delikleri ve Görsel YapılarıSolucan delikleri, orta kısımları silindire benzer uzay yüzeyine doğru iki boyutlu bir görüntü oluştururlar. Esasen bu, binlerce ışık yılı ötede bulunan bir görüntü olduğundan tek gerçek bunun bir patlama neticesinde oluştuğudur. Diğer bilgiler kesin bilgi değildir. Solucan delikleri, evrenler arası bağlantıdan başka, aynı evrenin farklı yerlerini birleştiren tüneller olduğu kabul edilmektedir. Solucan Deliklerinin TarihçesiSolucan deliklerine ilişkin ilk bilimsel çözümleme 1916 senesinde Avusturyalı fizikçi Ludwig Flamm tarafından yapılmıştır. Aynı çözümleme, daha sonra ünlü fizikçiler Einstein ve Rosen tarafından yapıldığı için "Einstein-Rosen Köprüsü" ismi ile astrofizik kitaplarında yerini almıştır. Ekstra BilgilerSolucan delikleri hakkında yapılan araştırmalar, bu yapıların sadece teorik olarak var olduğunu ve henüz doğrudan bir gözlemle kanıtlanmadığını göstermektedir. Solucan delikleri, genelde bilim kurgu eserlerinde popüler bir konu olarak işlenmektedir. Ancak gerçek dünyada bu yapıların varlığı ve işleyişi hakkında halen birçok soru işareti bulunmaktadır. Solucan delikleri, genel görelilik teorisi kapsamında çözümlendiğinde, zaman ve mekân arasında köprüler oluşturma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, gelecekteki araştırmalar ve gözlemler, belki de bu gizemli yapıların varlığını daha net biçimde ortaya koyabilir. |
Paralel evrende solucan deliği arasında gezinmek yalnızca cansız varlıklar için mümkündür demişsiniz. Ancak izlediğim Yıldızlararası adlı filmde bu canlı varlıkların da burada yolculuk ettiği ile ilgili bir bilim kurgu oluşturulmuştu. Canlı varlıkların solucan deliklerinden geçememesinin sebebini açıklayabilir misiniz?
Cevap yazilaydanur hanım,
Evet, bilim kurgu filmlerinde bu tür yolculuklar sıkça işleniyor. Ancak gerçek bilimsel perspektiften baktığımızda, solucan deliklerinden geçmenin neden cansız varlıklar için bile zor olduğunu anlamak önemlidir. Solucan delikleri teorik olarak uzay-zamanı bükerek iki uzak noktayı birbirine bağlayan tünellerdir. Ancak bu tüneller son derece kararsız ve küçük ölçeklerde var olabilirler. Canlı varlıkların bu tünellerden geçebilmesi için birçok teknik ve fiziksel engel bulunmaktadır. En büyük sorunlardan biri, solucan deliği içindeki aşırı kuvvetler ve radyasyonun canlı organizmaları yok edebilecek derecede güçlü olmasıdır. Ayrıca, şu anki teknoloji ve bilimsel bilgi düzeyimiz, solucan deliklerinin varlığını bile doğrulamaktan uzak olduğu için, bu tür bir yolculuğun gerçekleşmesi çok uzak bir ihtimal olarak görülmektedir.